Ölüm ve Yas Terapisi
Yas, sevilen birisinin ölmesinden sonra yaşanan psikolojik süreç olarak tanımlanır ve bu süreç, kadınlara oranla erkekler için daha zordur. İnsanın çok yakını olan birisini kaybetmesine verdiği normal tepki genelde dört aşamadan oluşur.
1. Yoğun ıstırap, panik ya da öfke patlamaları ile bölünebilen ve birkaç saatten bir haftaya kadar sürebilen bir hissizleşme ve inanmama durumu.
2. Haftalar ya da aylar sürebilen, ölen kişiye hasret duyma ve arama durumu. Huzursuzluk, insomnia ve düşüncelerin ölen kişiyle meşgul olması, ya da duyulan öfke tipik belirtiler arasındadır.
3. Hasret ve aramanın sona ermesinden sonra düzensizlik ve ümitsizlik. Bu noktada kaybın sürekli olduğu en sonunda kabul edilir ve yeni bir kimlik oluşturulmaya çalışılır. Bu aşamada majör depresif bozukluk ölçütleri görülebilir.
4. Yaşamın zamanla yeniden kurulmaya, üzüntünün çekilmeye ve yaşam arzusunun geri dönmeye başlamasıyla belirli bir düzeyde yeniden düzen kurma.
Bu konuda hassasiyetle üzerinde durulması gereken konular:
Ölüm kaygısı ve ölüm korkusunu birbirinden ayırmak, ölümün tarifi, ölüme karşı tutumlar, ölüm aşinalığı, ölümü anlamlandırmak, sosyokültürel analiz yapabilmek, inkarın ne gibi sonuçlar doğurabileceği, ölüm tutumlarının ifade kanalları, ölüm ve inanç sistemleri, ölüme nasıl yaklaşılır, yas tepkileri nasıl olur, nasıl olmalıdır.
Ölüm ve yasta kültürel farklar, aynı kültürler içinde kişisel farklar, danışanın yasını anlamak, danışanın yasını anlamak için danışanı anlamak, danışanın çerçevesi, tamamlanmamış yas, ölümü anlatmak, zamanında tutulmamış yas, tekrar yaslandırma, ölümlülükle yüzleşmesi, ölüm deneyimleri, empati, yasın beslediği öfke, yıpranma ve tükenme, ölümün yaşamın yanı başında olduğunu kavratabilmek.